Dernek başkanımız Hakan ÜLKER, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ankara Milletvekili Sn. Yaşar YILDIRIM’ı , Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili sn. İsmail Faruk AKSU’yu, MERSİN Milletvekili sn. Olcay KILAVUZ’u , Kayseri Milletvekili sn. Mustafa Baki ERSOY’ u ziyaret ederek Muayene Memurlarının A Karne Müşavirlik hakkı için talebimizi iletmiştir.
Bu görüşmelerin gerçekleşmesinde emeği geçen Yönetim Kurulumuzdan Sn. İlhan DOĞANGÜZEL, Sn. Ali ŞİGAN, Denetleme Kurulu Üyemiz Sn. Feyzullah TAŞYÜREK ve Muayene Memuru Sn. Ali Rıza KOCABAŞ’a teşekkür ederiz.
Talep dilekçemiz;
Mülga 1615 sayılı Gümrük Kanununun 167 inci maddesi ikinci bendinde yer alan “Gümrükte en az onbeş yıl çalışıp da bunun üç yılını başmemurluk veya aynı dereceye muadil memurlukta veya muayene memurluğunda geçirenlerden gümrük tatbikat kursundan mezun olanlarla, keza gümrükte 10 yıl çalışmış ve daha yüksek görevlerde bulunmuş olanlar tahsil ve imtihan kaydına tabi değildir.” hükmüyle komisyoncu olma hakkı var iken bu hak 4458 Sayılı Gümrük Kanunu ile bu hak Muayene Memurlarından alınmıştır.
Gümrük işlemlerinde gümrük denetimine sunulan tüm eşya ve belgelerin kontrol işlemlerini yerine getiren gümrük idaresince tahakkuk ve tahsil edilen vergilerin tahakkuk işlemlerinin tamamını (varidat sorumluluğu ile) yerine getiren ve Sayıştay’a karşı bu tahakkuk işlemlerinden doğrudan sorumlu olan muayene memurlarıdır. Muayene memurları gümrük müşaviri olabilmek için yıllarca bakanlık adına kontrol edip işlemlerini denetledikleri gümrük müşavirlerinin yanında staj yapma şartı ile karşılaşmıştır. 4458 sayılı Gümrük Kanunun 227. Maddesinin 2 fıkrasının b bendi hükmünde yer aldığı şekliyle ancak gümrük müşavir yardımcısı olabilmekte; gümrük müşaviri olabilmeleri için aynı kanunun 228 inci maddesinin 1 inci fıkrasında yer aldığı şekliyle iki yıl süre ile gümrük müşavir yardımcılığı yaparak, gümrük mevzuatı ve gümrüğe ilişkin iktisadi, ticari ve mali konuları kapsayan sınavda başarılı olan kişiler, gümrük müşavirliği yapmaya hak kazanır.” Hükme göre tüm dış ticaret politika önlemlerini uygulayarak bizzati bakanlık adına denetim ve kontrol işlemlerini yaptığı Gümrük Müşavirlerinin altında 2 yıl müşavir yardımcılığı yapmaları ve açılacak sınavda başarılı olmaları gerekmektedir.
Muayene memurları, Dışişleri meslek memurluğu gibi teknik bir memurluk olup adında her ne kadar memur lafzı geçse de esasen kurumda uzmanlık yapmaktadır. Bu ifadeleri bakanlığın idari davalarda yapılan savunmalarda da yer almaktadır.
Gümrük Müsteşarlığı Personel Dairesi Başkanlığı 2008 Savunması; “Öte yandan, her ne kadar, anılan idare personele ihtiyaç olduğunu belirtmişse de özellikle muayene memurluğu gibi gümrük işlemlerinin bel kemiğini oluşturan ve çok sınırlı sayıda olan, ayrıca uzun süreli özel bir eğitimden sonra göreve başlatılan muayene memurluğu görevinde çalışacak personele idaremizin de çok ihtiyacı bulunmaktadır.” Kaldı ki, idaremizde muayene memurluğu görevi, her ne kadar adında memurluk kelimesi geçse de bir ihtisas görevidir. Bu kapsamdaki personel idaremizde esasen şef düzevinde olup, anılan konuda yasal düzenlemeler de yapılarak uzman seviyesine getirilmeye çalışılmaktadır.”
Yine 31.03.2011 tarihli Gümrük Müsteşarlığı Personel Dairesi Başkanlığının savunmasından aynen;
“İdaremizde muayene memurları, adında uzmanlık kelimesi geçmese de esasen uygulamada dolaylı olarak şef düzeyinde ve gümrük mevzuatı için son derece kritik, önemli ve yoğun uzmanlık ve mevzuat gerektiren bir görevdir.” S.1.
“Muayene memurları idaremizde esasen uzmanlık yada ihtisas gerektiren ve çok kritik görevler yapan bir grup olup, yaptıkları bir eksiklik yada yanlışlık yada bu kadroda yeterli sayıda personelle hizmet verilememesi gibi durumlarda, genel olarak doğrudan kaçakçılık fiillerine veya benzer olumsuz sonuçlara sebep olmakta, buda kamu yararı ile ülke menfaatinin aleyhine sonuçlar doğurmaktadır.” (s.2)
“Bu nedenle bu personelin nitelikli ve uzman olması ve yeterli sayıda olması, özellikle kaçakçılıkla ve yolsuzlukla mücadelede oldukça önemli ve gereklidir ki, ancak bu personelin yeterli sayı ve nitelikte olması sayesinde kaçakçılık ve yolsuzluk gibi istenmeyen durumların önlenmesi mümkün olacaktır.” (s.2)
Davacının unvanı kapsamında belirtmek gerekirse, idaremizde özellikle çok ihtiyaç duyulan muayene memurları, belirtildiği gibi, adı memurluk gibi görülse de Şef düzeyinde (ki, zaten yeni Teşkilat Kanunu tasarısında anılan kişilere Uzmanlık verilmesi ya da birtakım maddi ya da özlük haklarının artırılması konusunda da çalışmalar mevcuttur) ancak gümrük mevzuatı konusunda çok daha teknik ve kritik görevler üstlenmiş olup, gümrük mevzuatına ilişkin esas işlemler, çok sınırlı sayıdaki bu personel tarafından yerine getirilmekte olup, bu grup özellikle taşra teşkilatımızın bel kemiğini oluşturmakta ve idarece çok ihtiyaç duyulmaktadır. (s.2)
Ayrıca, davacının Muayene Memuru unvanı, görevin niteliği ve idaremizin verdiği eğitimler ile idarenin (hatta ülkenin) bu göreve duyduğu ihtiyaç dikkate alındığında, idaremizin bu göreve ihtiyaç duyduğu ve davacının bu görevinin idare için çok önemli ve kritik olduğu, bu kapsamda işlemin yerindeliği dikkatlerden kaçmamalıdır. (s.3)
Özellikle de muayene memurluğu gibi gümrük işlemlerinin bel kemiğini oluşturan ve çok sınırlı sayıda olan muayene memurluğu görevinde çalışacak personele idaremizin çok ihtiyacı bulunmaktadır. (s.4)
Açıktan atama sonucu alınan aday Muayene memurlarının asıl Muayene memurluğuna atanabilmeleri için 6 aylık (nitekim Muayene memurları 2 aday memurluk, daha sonra da 4 ay muayene memurluğu stajına tabiidir) hizmet içi eğitim sırasında ve sonunda yapılacak yazılı ve sözlü yeterlilik sınavlarında başarılı olmaları gerekmektedir. Atamalarına müteakip yapılan meslek ve yeterlilik sınavlarını başaramayanlar kazanılmış hak aylıkları itibariyle durumlarına uygun memur kadrolarına atanırlar. (S.4-5)
Görüleceği üzere; idaremizde Muayene memurluğu görevi, her ne kadar adında memurluk kelimesi geçse de uygulamada Şef düzeyinde olmasından da öte, esasen oldukça önemli ve özel bilgi gerektiren bir ihtisas görevidir. Çok geniş kapsamlı gümrük mevzuatı çerçevesinde işlem tesis eden bu kapsamdaki personel idaremiz esasen şef düzeyinde olup, (ki, taşra idarelerinde gümrük müdürünün vs. bulunmadığı yerlerde, öncelikle bunlar gümrük müdür vekilliği görevini de yürütmektedirler) anılan konuda teşkilat yasasında yasal düzenlemeler de yapılarak kariyer uzmanlığı haline getirilmeye çalışılmaktadır. (S.5)
Zaten davacı uzun süren eğitimlerden ve sınavlardan geçtiğine göre, idaremizde adı uzman olmasa da uzman bir personel olup, edindiği bilgi ve tecrübeleri dikkate alındığında asıl uzmanlığının gümrük mevzuatı olduğu ve asıl idaremizde hizmet vermesi halinde bu hizmette diğerlerinden daha fazla kendisinden verim ve fayda alınacağı, bu sayede kamu hizmetinden beklenen faydanın da daha fazla olacağı tartışmasızdır. (S.5)
Yine 16.10.2020 tarihli kurumumuz adına İdare Mahkemesine yapılan savunmada aynen;“İdaremizde rotasyona tabii olarak görev yapan Muayene Memurları gümrük mevzuatı için son derece kritik, önemli, yoğun uzmanlık ve mevzuat bilgisi gerektiren bir görev yerine getirmektedir. Anılan görevin kendine özgü uzmanlık gerektiren bir unvan ve meslek olması çerçevesinde, Bakanlığımız Personeli Görevde Yükselme ve Unvan değişikliği Yönetmeliğinin 20/1. Maddesinde, Muayene Memurluğu kadrolarına diğer kamu kurum ve kuruluşlarından açıktan ve kurum içinden naklen atama yapılamayacağı hükme bağlanmıştır. (S.2)
Belirtildiği gibi, Muayene Memurluğu idaremizde esasen uzmanlık ve ihtisas gerektiren bir görev olup, bu personelin yaptığı bir eksiklik ya da yanlışlık veya bu kadroda yeterli sayıda personelle hizmet verilememesi, genel olarak kaçakçılık fiillerine veya benzer olumsuz sonuçlara sebep olabilmektedir. Bu kapsamda, mezkur personelin nitelikli, uzman ve yeterli sayıda olması, özellikle kaçakçılıkla ve yolsuzlukla mücadelede oldukça önemli ve gereklidir ki ancak bu sayede anılan husuta istenmeyen durumların önlenmesi mümkün olacaktır. (S.2)
Özellikle Avrupa Birliğine uyum sürecinde, Gümrük Kanunu ve ilgili mevzuatında yapılan değişikliklerle birlikte Muayene Memurlarının bu konudaki yetki ve sorumlulukları daha da artmış olup, bu kapsamda anılan unvandaki personele olan ihtiyacımız daha da artmıştır. (S.3)
Muayene memurlarının, memur unvanına sahip olmalarına rağmen aslında uzmanlık görevi ifa ettikleri bu şekilde başka kurumlara naklen geçiş yapmaları halinde gümrük işlemlerinin olumsuz etkileneceği ve kaçakçılıkla mücadele faaliyetlerinde zaafiyet meydana geleceği yönünde savunmalar yapılmıştır. Ayrıca Türkiye Büyük Millet Meclisine milletvekillerince verilen soru önergelerine bakanlık makamınca verilen yazılı cevaplarda da muayene memurlarına denetmenlik ünvanı verilmesinin bakanlıklarının gündeminde olduğu belirtilmiştir.
Muayene memurluğu Osmanlı Devletinden cumhuriyet dönemine geçen 160 yıllık süreçte ünvanlı mesleklerden birisi olmasına rağmen yerine getirilen görevin önem ve derecesine göre günümüz koşullarında hak ettikleri unvan, özlük ve mali haklara sahip bulunmamakta ve halen derneğimiz ve sendikalar yoluyla haklı mücadelelerine devam etmektedir. Gelinen aşamada taşrada ülkemizin dış ticaretinde hem ekonomik hem de ulusal güvenlik anlamında almış olduğu özel eğitimleriyle büyük katkı sunan ve bakanlık adına bizatihi denetim, kontrol görevi yapan muayene memurlarının bu düzenlemeden hariç tutulmasının; yukarıda kısaca belirttiğimiz mesleki sorunlara ilaveten muayene memurları açısından motivasyon bozucu ve çalışma barışını olumsuz etkileri olan bir düzenleme olması nedeniyle değiştirilmesinin olumlu sonuçlar vereceği değerlendirilmektedir.
Belirtilen nedenlerle kanun değişikliği kapsamında Gümrük Kanunun 227 inci maddesi kapsamına muayene memurlarının da dâhil edilmesinin meslek mensuplarımız açısından adil bir düzenleme olacağı için teklif ediyoruz.
Saygılarımızla arz ederiz.
Hakan ÜLKER
Yönetim Kurulu BAŞKANI